KABIZLIK

                                     BOKTAN MEVZULAR 2 ( KABIZLIK )


Merhaba Arkadaşım ,

Boktan mevzular ile karşınızdayım : ) Boktan derken öyle lafın gelişi falan değil bildiğin dümdüz türünden bahsediyorum.Burdan size kabızlık ile ilgili bilimsel bir sürü açıklama yapmamı beklemeyin , işim de değil zaten.Nacizane sizlerle kendi yaşadıklarımı kendi uyguladığım ve memnun kaldığım yöntemlerle paylaşıyorum.

Sorununuz başedilemiyecek bir boyuttaysa mutlaka bir uzmana danışın demeyi de boynumun borcu bilirim.Ama şunu  çok iyi biliyorum ki arkadaşım sen bu yazıya gelene kadar konuyla ilgili bir sürü yazı okudun ve bir sürü ürün denedin.Bol bol su için,spor yapın,beslenmenize dikkat edin.bla bla bla...

Tabiki kabızlığı dibine kadar 7 sülalesiyle birlikte yaşamış biri olarak sana bunları söylemiycem.Çoğu hastalık gibi kabızlıkta maalesef bazen kronik bir hastalık olarak hayatınıza merhaba diyebiliyor.

Hamilelikte,yaşlılıkta ve özellikle çocuklardaysa bu , çekilmez bir hal alabiliyor.Bütün yaşam kalitenizi düşürüyor.Neyse ki film mutlu sonla bitiyor arkadaşım : )

Şimdi sana mucizevi bir kür veriyorum.Bunu da lütfen bir yere kaydet.Benden söylemesi.Bu kürü kendime,kızıma,aileme bu sıkıntıyı yaşadığını duyduğum tanıdıklarıma uygulattım.Sonuç herkeste aynı,Allah senden razı olsun :)

Şimdi arkadaşım kürü veriyorum....

1 Su bardağı içme suyunu kaynat,ağzı kapalı bir kaba 4-5 adet kuru kayısı koy ve kaynattığın sıcak suyu bu kaba döküp ağzını kapatıp bir gece beklet.Sabah uyanır uyanmaz aç karnına önce posasını iç sonra kayısıları ye.

Bana da dua edip,yorum atıp paylaşmayı unutmuyorsun arkadaşım : )

Sağlıcakla Kal




BOŞANMA


                       Merhaba Arkadaşım ,

Uzun zamandır yazamadım sana sen de merak içindesin biliyorum.Yorucu ve uzun bir yolculuk yaşadım,toparlanıp ayağa kalkmam biraz zaman aldı seni de ihmal ettim kusura bakma.Evet arkadaşım bazen mecburi yol ayrımları oluyor,ayrılıklar da hayata dahil demiş şair.Her değişim sancılıdır acıtır insanı.Seni yeni bir sen yapmak için,üzerinde geçmişten kalan alışkanlıkları silmek için hayat çok sıkı sallar seni bu dönemde.Zira oturduğun evden tutta kafanı koyduğun yastığa kadar başkadır artık.

Sen başkasın herşeyden önce.Son zamanlar da o kadar çok okuyorum ki bu ayrılık haberlerini eğer sen de bu yoldan geçiyorsan,kendini yalnız ve çaresiz hissediyorsan sana bir soluk olsun ışık olsun diye yazıyorum bunları.Aslında bakarsan benim için de çok zor bunları kaleme almak.Kolay değildir değişimler arkadaşım,bazen nefesin kesilir,bazen geceler sabah olmaz.Ama geçiyor hepsi sen nefessiz kalmıyorsun,geceler de sabahsız...Bilmediğin bir yoldasın sadece.Kendi konfor alanının ve bildiklerinin dışındasın.Yolunu bulucaksın merak etme.Sadece biraz zamana ihtiyacın var.Bu arada ne yaşarsan yaşa asla kendinden vazgeçme , ihma etme kendini.Senden bir tane daha yok.Akıp giden zamanın da telafisi yok.Ben dönüp bakıyorum da şöyle 6 koca yıl geçmiş.O zamanlar düşman gibi birbirimize baktığımız kişiler şimdiler de çocukları için arkadaş olmuş.Hatta bazen sırdaş.Geçmişteki bene sesleniyorum...

Gördün mü bak...Geçti işte.Arkadaşım senin bu yaşadıkların da geçecek...Yanlız değilsin,lütfen korkma...Derin bir nefes alıp gelecekteki güzel günleri hayal et. O yoldan geçmiş bir tanıdık ararsan burdayım biliyorsun arkdaşım...

Sevgiyle Kal : )

SOĞUK KAHVE TARİFİ

Merhaba Arkadaşım ,

Bu hafta Elaynur'un Mutfağın da kahve seferler için harika bir soğuk kahve tarifi var.

Yapımı kolay,tadı efsane.Buyrun tarifimize :)

Malzemelerimiz : 

2 yemek kaşığı türk kahvesi

2 su bardağı süt

1 tepeleme tatlı kaşığı kakao

10 küp buz

Bal veya şeker ( isteğe bağlı )

Yapılışı ;

Bir cezveye 2 yemek kaşığı türk kahvesini ,1 bardak sütü,1 tatlı kaşığı kakaoyu koyup iyice bir kaşık yardımı ile karıştırıp kaynatıyoruz,kahvemiz kaynadıktan sonra da servis yapacağımız bardağımıza 10 küp buzu ekleyip ardından 1 su bardağı sütümüzü döküyoruz en sonunda da cezvede yapmış olduğumuz kahveyi ilave edip dilersek bal ekliyoruz.

Afiyet olsun : )


 

YAZIYOR YAZIYOR ELAYNUR TEKRAR YAZIYOR :)

 Merhaba Arkadaşım ,

Sana soyleyecek anlatacak o kadar çok şeyim var ki...Neler neler değişti sana yazmayalı.Ne fırtınalar atlattık,ne güneşli sabahlara uyandık.Nihayetinde herşey bizler içindi.Kavusmak çok güzel arkadaşım.Çok özlemişim seni.Şimdi sana bir merhaba demek istedim.Yarın uzun uzadıya konuşuruz herşeyi.Bil istedim geldiğimi.Sende özledin biliyorum.Ama bitti işte hasret.Sana tekrar kavuşmak çok güzel arkadaşım...



VAZELİN

Herkese uzun bir aradan sonra merhaba.Uzun zamandır yazmadım ama sizlerle paylaşmak için bir sürü deneyim biriktirdim.Bunlardan  biride VAZELİN KREM.Bundan 2 ay önce uğradığım bir kozmetik mağazanın reyonunda gözüme çarptı bu mucizevi krem.Öylesine aldım bir krem şimdilerde vazgeçilmezim oldu.Sizlerde eğer benim gibi kuru bir saç ve cilt tipine sahipseniz mutlaka alın derim.Ben saçlarıma uyguladım ilk sonuç muhteşem ötesi.Gliserinden sonra vazelinle tanışmak beni çok mutlu etti.Uzun yıpranmış ve kuru saçlarım vazelin krem sayesinde ihtiyacı olan neme kavuştu.Üstelik kısa sürede gözle görülür bir hava kazandı.Her gören saçlarına ne işlem yaptın muhteşem gözüküyor diyor.Bunu duymak beni çok mutlu ediyor tabii.2 ay boyunca her yıkamadan sonra havluyla suyunu aldıktan sonra elimle saçlarıma yedirdim kremi.Daha ilk kullanımda farkı hissettiğim için kullanmayı bırakmadım.Saçlarımı her gördüğünde yıpranmış saçlarınızı uçlarından alalım diyen kuaförüm bile sonuç karşısında şaşkın :) Yıpranmış ve kuru saç tiplerine sahip herkese şiddetle tavsiye ediyorum.Sayısız faydası olan kremi eczanelerde ve kozmetik mağazalardan temin edebilirsiniz.Fiyatıda çok uygun.
Saçlarım dışında kuruyan ellerime ve vücudumada sürüyorum.Tırnakları da müthiş besliyor.
Kuruyan dirsek ve dizlerinize sürdüğünüzde nasıl yumuşadığını anında görmeniz mümkün.
Göz altlarınıza sürdüğünüzde morlukları ve kırışıklıkları gideriyor makyaj temizleme özelliğine de sahip.Sayısız faydası olan bu kremle ben çok geç tanıştım darısı sizlerin başına :)
Not:Kesinlikle reklam değildir.Sayfamda kendi deneyimlerim ve memnun kaldığım ürünleri paylaşıyorum.
Sevgiyle kalın...

ŞİMDİ OKULLU OLDUKKK

Herkese merhabalar...Bu yazımı yazmak için epeyyyy bir süre (6 ay kadarcık ) bekledim...Çünkü her defasında tam alıştık derken ertesi hafta yine bir okula gitmiycem krizi yaşar olduk...
Ela okula Eylül'ün ilk haftası başladı...Bu arada ilk okul deneyimimiz değildi.Daha önceleride anne çocuk gruplarına gidiyorduk.Onun dışında Beden Atölyesi günlerimiz oluyordu.Benim beklediğim gibi gelişmedi tabii hiçbirşey.Ben önceki tecrübelerimize dayanarak hemen alışır diye düşünüyordum..Okulun ilk günü herşey yolundaydı.Oryantasyon süresi boyunca hiçbir sıkıntı yaşamadık.Ben her defasında Elayı okula ağzım kulaklarımda bırakıyordum.Kızım zorluk çıkarmıyor ohhh ne güzel şarkıları söylüyordum :)
Oryantasyon dersi bitti bizimde problemlerimiz başladı.Okula gitmiycem, korkuyorum, anne gitme çığlıkları bitmedi bizim evde.Ayaklarıma yapışmalar,duygu sömürüleri aman allahım tam bir kabus gibiydi...O süreçte yaşadıklarımı bir allah bilir bir ben.İhtiyacım olan tek şey sabırdı.Bekledim azimle.Ama bu arada tıkandığım,yok olmuyor böyle, ben okula göndermiycem bu çocuğu demediğim olmadı içimden desem yalan olur.Yoğun bir iş temposu yanında Elanın bu durumu beni epey aşağıya çekiyordu çünkü.
Sonra okulun pedagoguyla yaptığım görüşme sonrasında okul kapısından çıkarken Aynur kendine gel.Oyuna gelme.Bunların hepsi bir yıldırma politikası.Ela'nın karşısında dik dur,kararlı olduğunu ve orda güvende olduğunu hissettir ona yeter dedim.
Ne zaman ki ben alıştım Ela o zaman alıştı okula.Yani demem o ki.Bu işin sırrı annede.Yani siz ne kadar kararlı ve emin olursanız oda o kadar çabuk alışır.

Grip (Influenza)

Son zamanların illet hastalığı İnfluenza.Domuz Gribi familyasından kendileri.2 hafta önce şahsiyetleriyle tanışma şerefine nail olduk tüm aile.Allah düşmanımın başına vermesin diyorum.Öyle bir virüs ki öldürmekten beter ediyor insanı.Bu virüsü ilk Ela okuldan taşıdı eve.Sonrada hepimiz sırayla payımıza düşeni aldık tabii.
Ama en çokta miniğimi mahfetti.Ufacık bünyesi harap oldu bu hastalıkla.Günlerce ateşi hep 39,50-40.00 derece arasındaydı.Hastaneye ilk gittiğimiz gece nöbetçi doktorun ihmalkarlığı yüzünden hastalığımızı geç fark ettik.Aman siz siz olun salgının yoğun olduğu dönemde ateşle birlikte hastaneye gidiyorsanız doktorunuz yapmazsa bile siz mutlaka bu virüsün testini yaptırmayı ihmal etmeyin.Burundan alınan sümük örneğiyle virüsü taşıyıp taşımadığınızı söylüyorlar.Öyle canınızı çok yakan bir test değil korkmayın.Kulak çuğuna benzer bir cisim burun deliğinize sokulup bakılıyor.İlacıda bir tane.Maalesef bulmasıda kolay değil.Bulduğunuz an 5 gün içerisinde ayağa kalkıyorsunuz.Biz bu virüsü ilk öğrendiğimizde ben tam bir harabeye döndüm.Domuz gribi diyince basınında abartmasıyla eyvah diyorsunuz.Ama şükürler olsun ki atlattık.Bir daha gelmesin diye dua ediyorum.Maalesef okula başladığında çocuklar ,yaygın bu virüsün gelip kapınızı çalması an meselesi oluyor.Sağlık dolu günler dileğiyle....